Hertanem
Bentanem,
Bir tanem,
Tanem…
Nerede söylesen duyarım sesini,
Çığlığın şarkı,
Nefesin hasret gibi,
Daha yeni karşılaşmış,
Henüz bir merhabanın hatırını sormamış,
Selamını kendi dilinde henüz duymamış,
Sabahını birlikte görmemiş,
O gözlerde yüzümün aksini hiç izlememişim.
Kime sorsan söylerdi, bilmiyorum ama,
Bilsem gider miydim,
Yer, yeksan olsa da kendi kabuğunda?
Oysa ne kol çekerdi bu yükü,
Ne tartabilirdi vicdan denen kantar…
Bir salkımın kolları gibi,
Birer birer döktüler de,
Toprak kadar ömrü vardı neyse ki…
Şişenin içinde denize bırakılmış taze bir tohumum,
Haydi, ek onu kalbinin derinine.
Kuzeyi rüzgâr görsün ve batısından essin güneş.
Yakasında masmavi bir çiçekle çatlarken doğumuna filiz,
Sancılı bir damla yaş ver ona gözlerinden.
Önce tane,
Sonra bir tane daha,
Benden bir tane,
Senden bir tane,
Bakmışsın,
Her tane, ömründen ömür vermiş.