Temiz sözcükler kirli insanların ağzında artık.
En masum istekler, onların ağzında bir küfür kıvamına geliyor.
Barış, Demokrasi, İnsan Hakları, Özgürlük, Ak, Beyaz, Adalet, Eşitlik…
Masumdu ve hakikiydi bu kelimeler. Her birinin anlamı vardı ve herkesin zihninde aynı olan çağrışımı. Peki, sevgi, saygı, sadakat, vefa, dostluk, kardeşlik, arkadaşlık, komşuluk, ahbaplık kelimelerine ne oldu? Neden duyulmuyor artık? Bu kelimeleri unuttuğumuz için Barış, Demokrasi, İnsan Hakları, Özgürlük, Ak, Beyaz, Adalet, Eşitlik gibi kavramları da yitirdik sanırım. Zira tek başına anlam ifade etmiyor bu soyutlar.
Biraz da bu kirleticilerin dünyasını inceleyelim, tabi önce çocukluğumuza dönelim. Hepimizin sınıfında (eğer o kişi kendiniz değilseniz) sanki kötülük yapmak için dünyaya gelmiş gibi davranan bir arkadaşı vardı. Etrafındakileri aşağılayan, lakaplar takan, zayıf ve güçsüz bulduklarını sindirmeye çalışan birileri vardı muhakkak.(Son günlerin gözde dizisi “geniş aile”deki keçe kardeşler bu tanımlamama bire bir uyuyor) Böyle bir çocuğun kişilik analizini yapacak olursak:
—Aile içi şiddete maruz kalıyordur.
—Sevgi ve ilgi açlığına sahiptir.
—Anne veya babadan birisi hayatta değil ya da boşanmışlardır.
—Kendisinin sahip olmadıklarının gayet farkındadır.
—Fiziki sorunları olabilir. Gözle görülmeyen kusurlar da olabilir. Hitler tek testise sahipti mesela.
—Cinsel tacize ya da tecavüze uğramış olabilir.
—Yine küçük yaşlarda travma yaşamasına sebep olabilecek bir olaya tanıklık etmiş olabilir.
Anti sosyal eğilimler gösteren, sosyalleşmede ve tabi ki iletişimde problem yaşayan. Fikirde masum eylemde yıkıcı olan insanlardır. Kendilerini ifade etmenin daha güzel yolları öğretilmediği için, daha iyi iletişim kuran insanlar görmedikleri için böyleler. Öfke, nefret ve kin ile doyurulmuş olabilirler. Her insan doğumda –donanımda- aynıdır. Yükleyeceğimiz yazılıma göre hareket ederler, diyor Doğan hoca, haklı.Bunlar nasıl insanlar sorusuna Bakara 81’deki şu cümle yanıt olur : “kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış olan kimseler var ya”
Ergenlik dönemi problemlerini ve eğitim sorunlarını sırtına yük edinmiş , “Kirlenmek güzeldir” sloganı ile büyümüş, daha zeki, daha duygusuz ve acımasız bir nesil geliyor ardımızdan. Televizyon ve internet sayesinde iletişimleri zayıf, bilgisayar oyunları yüzünden şiddet normal, ölüm sıradan. Acı ve üzüntü eşikleri çok yüksek. Geleceğimizi, o hep özendiğimiz , “bizim zamanımızda” ile başlayan dönemlerdeki gibi insanlar haline getirmek çok zor değil.
...
Sadece namusluların kurallara uyduğu, kolluktan korktuğu ve kanunen mağdur olduğu bir toplumda yangının çıkması vasati 40 kibrite bakar.
Hakan SUSUZ
Aralık 2009 , İzmir